Facebook, iPhone Sahiplerinin Fotoğraflarını Otomatik Olarak Güzelleştirecek

Facebook, iPhone Sahiplerinin Fotoğraflarını Otomatik Olarak Güzelleştirecek

640x360xiphone-sahiplerinin-facebook-fotograflari-otomatik-guzellestirilecek-1_640x360.jpg.pagespeed.ic.Cjprv7BXXYC1cJKAFuCe

Instagram‘ın sahibinin Facebook olduğunu düşünürsek, Facebook‘un fotoğraflar ve düzenleme konusunda iyi olması gerektiğini düşünebiliriz. Fakat şu ana kadar Facebook’tan bu tür bir hamel gelmemişti ama artık iPhone sahiplerinin Facebook fotoğrafları otomatik olarak filtrelenerek güzelleştirilecek.

Facebook’a yüklemeden önce farklı uygulamalar yardımıyla fotoğraflarınıza filtreler ekleyip güzelleştirebilmek mümkün. Tabi söz konusu fotoğraf düzenleme olunca, binlerce mobil uygulama olması da normal. Farklı filtreleme ve efekt ekleme seçenekleri sunan uyulamalara yakın zamanda ihtiyacınız kalmayabilir. Çünkü Facebook uygulamalarına otomatik video güzelleştirme özelliği geliyor. İlk olarak iPhone yani iOS versiyona gelecek olan özelliğin kısa süre sonunda Android için de gelmesi bekleniyor.

Google+‘ın yaklaşık 1.5 yıldır sunmuş olduğu özelliğin Facebook’a yeni gelmesi enteresan fakat aktif kullanıcı sayıları baz alındığında ve Facebook’un kullanıcı deneyimini geliştirmek adına düzenli olarak geliştirme yaptığını düşününce, tam vakti diyebiliriz.

1.5 milyara yaklaşan aktif kullanıcı sayısına sahip olan Facebook’un fotoğraf düzenleme özelliğini mobil uygulamaları üzerinden sunması, pek çok fotoğraf düzenleme uygulamasının indirilme ve kullanılma değerlerini düşürecektir. Facebook kullanıcıları fotoğraf düzenlemek için başka bir uygulamaya gerek duymayarak sevinebilecek olmalarına rağmen, uygulama geliştiricileri yada şirketleri için durum kötüye gidebilir.

Facebook’un ilk olarak iPhone olmak üzere sonrasında Android platformuna getireceği yeni fotoğraf düzenleme ve güzelleştirme özelliği hakkındaki görüşlerinizi aşağıdaki yorum bölümünden bizlerle paylaşabilirsiniz.

Böcek hareketlerini taklit eden dev robot

Böcek hareketlerini taklit eden dev robot

bocek-robot-800-1-728x364

Bielefeld Üniversitesi Biyomekatronik araştırmacılarının icat ettiği robotun hareketleri, böcek davranışlarına ürpertici derecede benziyor

Uzun yıllardır geliştirilen robotların neredeyse tümünde, canlıların iskelet ve kas sistemlerini taklit eden hareketli mekanizmalara rastlıyoruz. Festo şirketinin kinetik enerjisinden elektrik akımı üreten kanguru robotu BionicKangaroo‘nun ardından, Bielefeld Üniversitesi’nin böcek taklitçisi dev mekatronik harikası ile tanışıyoruz.

Bir böceğin vücuduna yerleştirilen hareket algılayıcılar ile kaydedilen verinin ışığında programlanan altı ayaklı biyomekatronik robot, gerçeğine son derece benzer hareketler sergiliyor. Hector adı verilen ve kauçuk ayakları sayesinde çok farklı ortamlarda dengesini kaybetmeyen robotun uzunluğu neredeyse 1 metreye erişiyor.

bocek-robot-800-2-728x364

Automata filminden çıkıp gelmiş gibi görünen ve etrafındaki engellerin zorluk derecesini hesaplayarak rotasını yeniden değerlendirebilen Hector’u tanıtan video karşınızda, iyi seyirler.

Google Böyle Çalışıyor

Google Böyle Çalışıyor

how-google-works-e1418998815603-700x340

“BU REKLAMLAR BERBAT”

Mayıs 2002, bir Cuma günü Google kurucu ortağı Larry Page, Google aramasında ne sonuç verdiklerini ve hangi reklamları getirdiklerini görmek için rastgele kelimeler yazarak ürünü test etmektedir. “Kawasaki H1B” gibi bir arama yaptığında, ilgili reklamlarda ABD’de göçmenlere verilen H-1B vizesi için danışmanlık satan avukatların isimlerinin listelendiğini gören Page, reklam motoru AdWords’ün beceriksizliği karşısında dehşete düşer.

Tipik bir şirket kurucusunun böyle bir sorun için ürün yöneticisini araması ve çözüm sürecini başlatması beklenirken, Page tamamen kendi bildiği yoldan ilerler. Memnun olmadığı arama sonuçları sayfalarının çıktısını alıp, ofis mutfağının duvarına asar ve üzerine büyük harflerle yazının başında gördüğünüz “BU REKLAMLAR BERBAT” notunu yazar. Pazartesi günü sabah 5’te Google’ın arama mühendislerinden Jeff Dean, sorunun detaylı bir analizini ve çözümünü içeren uzun bir e-postayı yöneticilerine iletir.

google-5-700x324

Page’in notunu gören Jeff Dean, o dönem iş arkadaşları olan Georges Harik, Ben Gomes, Noam Shazeer ve yakın zamanda yapay zeka girişimi Scaled Inference’i kuran Olcan Serçinoğlu ile birlikte haftasonunu sorun üzerinde çalışarak geçirir. Ekibin yaptığı geliştirme, Google’ın bugün multi-milyar dolarlarla ifade edilen reklam işinin temeli olan AdWords’ün ana çalışma prensiplerinden biri olur. Bundan daha da önemlisi, vaka, bugün dünyanın en büyük şirketlerinden biri haline gelen Google’ın imparatorluğunu hangi prensipler üzerine inşa ettiğini gösteren küçük bir örnek olarak tarihe geçer.

Google’ın eski CEO’su Eric Schmidt ve eski Ürünlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Jonathan Rosenberg imzalı “How Google Works” kitabının merkezinde bu ve benzeri çok sayıda anektod var. Google’ı kendi yöneticilerinden okumak isteyen yetenekleri de hedefleyen kitap aynı zamanda, şirketin günümüz işletme ve yönetim kurallarını sil baştan nasıl ele aldığını gösteriyor. “How Google Works” Google’ın  iş modeli, kültürü ve yönetimini Alan Eagle’ın kaleminden, etkileyici referanslar ve akıcı bir dille sunuyor.

google-2

Yaratıcı Zekalar

Kitabın ve haliyle Google’ın merkezinde Schmidt ve Rosenberg’in “smart creatives” diye nitelediği ve Türkçe’ye “yaratıcı zekalar” diye çevirebileceğimiz, yeni nesil “bilgi emekçileri” var. İkiliye göre günümüz Googler’larını da içine alan bu grup, yüksek analitik zeka, veri kullanmaya ve veriyle karar vermeye açıklık, rekabeti özümseme, yaptığı iş ve şirketin başarısı arasındaki bağlantıyı doğrudan kavrayabilme, hangi endüstride olursa olsun ürünü kullanıcı açısından görebilme, merak, riskten kaçınmama, açık fikirlilik ve iletişimcilik gibi karakteristik özelliklere sahipler. Yukarıdaki AdWorks örneğinde olduğu gibi, yaratıcı zekaların bir konu üzerinde çalışmaları için onlara tanımlı bir görev vermeniz gerekmiyor. Bilakis, onlara göre şekillenen bir kültürde, kurum içinde hiyerarşiyi neredeyse tamamen yok etmeniz gerekiyor.

google-4

İnternet çağında başarılı olmak isteyenler için bir tür rehber niteliğindeki How Google Works, “Kültür, Strateji, Yetenek, Kararlar, İletişim ve İnovasyon” olmak üzere yedi bölümde, bu yeteneklere göre kurgulanan iş modelini farklı açılardan görmenizi sağlıyor. Yönetim hakkında “20’inci yüzyılda öğrendiğimiz herşeyin yanlış olduğunu gördük” diyen ikili, Google kültürünün MBA sınıfında gördüğünüz klasik işletme öğretilerine sürekli bir meydan okuma halinde geliştiğini örneklerle anlatıyor. Yazarlar, tipik bir iş planı ve buna uygun hedefler belirlemeyle başlayan kurumsal yolculuğunun, inovasyonu baştan öldürdüğünü ve sizi sınırladığını savunuyor. How Google Works’te, Google’daki hemen her projenin çıkış noktasını, konuyla belki doğrudan ilgili olmayan çalışanlardan gelen teknik iç görüler oluşturuyor.

how-google-works-1-700x372

Örneğin, daha önce Orkut ve ardından Wave ile sosyal ağları deneyen Google’ın 2010 yılına gelindiğinde Facebook’a karşı bir iddiasının olmamasının büyük bir zaaf yarattığını Vic Gundotta dile getiriyor. Mobilden sorumlu olan ve Google’ın mobil öncelikli hale gelmesinde büyük katkısı olan Gundotta, bu fikirle Bradley Horowitz ile birlikte Google Plus’ı “Emerald Sea” kod adıyla geliştirmeye koyuluyor. Ve ardından Google Plus doğuyor.

Google ölçeğine yakın, tipik bir kurumsal şirkette işler genellikle bu şekilde yürümüyor, çünkü yazarlara göre, hiyerarşi, HiPPO’ları (Highest Paid Person’s Opinion yani en çok kazanan kişinin fikri) dinlemek, veri odaklı karar vermemek, açıklık yerine kapalılık ve iletişimsizlik gibi birçok sorun yaratıcı zekaların önünde engeller olarak beliriyor.

Nasıl bir şirket kültürü istediğinize erken dönemde karar vermeniz gerektiğini söyleyen yazarlar, Google’ın merkezindeki “Kötülük yapma” mottosunun basit görünse de çalışanlarını motive ettiğini belirtiyorlar. “Hayır” yerine “evet” kültürünü getirmek isteyen bir organizasyon için bu oldukça anlamlı.

google-6

How Google Works” özellikle teknoloji ve iş dünyasından herkesin ilgisini çekebilecek bir yol gösterici kitap. Yani kitapta, bol miktarda, yer yer tekrara varsa da birçoğu ikna edici olan öğüt bulunuyor. Kitabın en rahatsız edici yanı ise,  her ne kadar samimi bir dille yazılmış olsa da açıklığının şüphe uyandırıyor olması. Bütünüyle pembeye boyanmış bir Google hayaliniz varsa, bununla bir sorununuz olmayabilir ancak kitaptan Google Glass ya da yukarıda değindiğimiz Google Plus‘ın başarısızlıklarına ilişkin dersler, gerçek hayatta olduğu gibi sonu tatsız ama ilham dolu notlar bekliyorsanız, Google’ın buna hazır olmadığını söyleyelim.  Yine de *spoiler uyarısı, yıkıcı yenilikle doğan bir şirketin yine aynı sonu beklemeye açıklığı, diğer bir deyimle kendi yok oluşuyla barışık oluşu, How Google Works’ün sizi tekrar yakalamasını sağlayabilir.

Kitabı henüz okuyamayanlar için aşağıda Eric Schmidt’in sunumu görebilirsiniz.

Steam 2014 Tatil İndirimleri

Steam 2014 Tatil İndirimleri

2746501-2746501-4337323619-24145

Bildiğiniz gibi Steam kış indirimleri devam ediyor. 2. Ocak 2015‘e kadar sürecek olan bu indirimler gerçekten insanları orjinal oyuna yönlendiriyor. Eğer cüzdanlarınızın ağzını açtıysanız bu oyunlara da bakın deriz.

%33 İndirim Fırsatı:

METAL GEAR SOLID V: GROUND ZEROES

%40 İndirim Fırsatı:

Sid Meier’s Civilization: Beyond Earth

%50 İndirim Fırsat:

Space Engineers Sniper Elite 3

%63 İndirim Fırsatı:

DARK SOULS II

%66 İndirim Fırsatı:

Rocksmith 2014

%75 İndirim Fırsatı:

State of Decay Total War: ROME II – Emperor Edition

%85 İndirim Fırsatı:

Euro Truck Simulator 2

WordPress’e Büyük Saldırı

WordPress’e Büyük Saldırı

soaksoak2-728x453

Yeni bir zararlı WordPress siteleri arasında yayılıyor. Google 11 bin siteyi kara listeye aldı. On binlercesi de sırada bekliyor.

SoakSoak ismi verilen zararlı bir yazılım, WordPress siteleri üzerinden yayılmaya devam ediyor. Zararlıyı ilk kez tespit eden güvenlik firması Sucuri, Google’ın 11 bin siteyi kara listeye almış olmasına rağmen, “yüzbinlerce” sitenin daha enfekte olmuş olabileceğinin altını çiziyor.

SoakSoak, bulaştığı WordPress sitesinde dosyaları modifye ettikten sonra  soaksoak.ru adresinden bir Javasicript’i siteye yüklüyor.

Sucuri’ye göre, SoakSoak zararlısı, WordPress sitelerinde yaygınca kullanılan RevSlider eklentisindeki bir açıktan faydalanıyor. Açık ilk kez Eylül ayında tespit edilse de, çoğu site sahibi doğrudan tema içinde gömülü gelen bu eklentiyi kullandığının farkında bile olmayabiliyor, dolayısıyla güncelleme yapma gereği de duymuyor. Ayrıca eklentinin kendisi de teknik detayı karmaşık bir yapıya sahip olduğu için sıradan kullanıcılar tarafından kolayca güncellenemiyor. Dolayısıyla çok sayıda sitede bu açık olduğu gibi durmaya devam ediyor. SoakSoak zararlısı da kendinden emin şekilde RevSlider açığı üzerinden yayılmaya devam ediyor. Güvenlik uzmanları, WordPress kullanıcılarını, RevSlider açığını kontrol edip güncellemeleri konusunda uyarıyor.

Alt taraftan zararlı yazılım bir örneğine bakabilirsiniz.

Sucuri-action_script_code-ie11-soaksoak